24 Mart 2014 Pazartesi



Er ya da Geç.

Er ya da geç. tüm mesele bu. Gün oluyor doğumlarla, güzel haberlerle seviniyoruz. Gün oluyor ölümlerle üzülüyoruz.

Seni hep büyük bir fincan kahve içerken anımsayacağım. Amcamla birlikte Alman'ya dan Türkiye'ye yaptığınız ziyarelerden aklımda kalan senin gülen yüzün ve büyük fincanlarla kahve içişlerin oldu. İyi yolculuklar güzel insan. İyi yolculuklar. Orada tanıdığım bir çok iyi ve güzel insan var. Şimdi aralarına sen de katıldın. Anneannemin Türk Kahvesini içişini anımsayacağım gibi seni de Büyük Fincanda kahve içişlerini anımsayacağım. İnsanları hep en güzel anları ile anımsamaktan başka yapılacak birşey olmuyor neyazık. Er ya da geç doğulduğu gibi ölünüyor...
 İşte bu sebebptendir ki üç kuruşluk Dünya derler buraya. Üç kuruş için kimsenin canının yanması, birilerinin ölmesi gerekmiyor. Zaten beden toprak oluyor..
Senin içinde bir ağaç dikeceğim Gisela Yenge...



10 Mart 2014 Pazartesi

Nakış İşler Gibi, Tane Tane

Kasımdan bu yana  tek bir harf bile basmamışken....


Buralardayım. Sadece kafamdaki düşleri kaleme döküyorum.

Sadece ufak detaylar yazabilirim buradan....




"
Bazen inandıkların sadece sana söylenenlerdir. Gözlerinin açık, kulaklarında bir o kadar duymaktadır. Ancak inandıkların sadece inanmak istediklerindir bu coğrafyada. İntikam yoktur aslında buralarda. Sadece hayatın işleyişidir ölüm. Yani bildiğin doğumun ikizidir." Birinci bölüm.


"

Yarım saat sonra. Artık duracağı hiçbir limanı kalmayan bir gemi gibi yanaşıyordu ölüm. Kendinin gizlemeye bile ihtiyaç duymuyordu. Duyması bir yana sanki gelmeden öce sevgilinin yazdığı mektuplar gibi geleceğini bildirmişti" Üçüncü bölüm...



Yazmaya devam.... Merak etmeyin.... Kelimeler peşpeşe dökülüyor zihnimden....